7 Aralık 2008 Pazar

Bayramımız kutlu olsun

Sevgili organikçi dostlarım,sevgili yazar arkadaşlarım :
merve ,semiramis ,arzu ,rumeysa, zerrin, Elif ,uçan talhanın annesi ve okuyanlarımız,,
Hepinizin bayramı kutlu,yuvaları mutlu,aşları tatlı olsun.Güzel yavrularınız ve sizleri sevgiyle kucaklıyorum

5 Kasım 2008 Çarşamba

Beyazlatilmis un-hem de zenginlestirilmis!

Ne zamandir merak edip duruyordum. Hem beyazlatilmis, hem de zenginlestirilmis un neden islenmemisinden hem de zenginlestirilmemisinden daha ucuz? Kucuk bir arastirma sonucu ogrendiklerim beni dehsete dusurdu diyebilirim. Sizinle de paylasmak istiyorum bu bilgileri.

Birinci Dunya Savasi sirasinda unun raf omrunu uzatmak ve kimyasal kokusuyla fareleri uzak tutmak amaciyla beyazlatirlarmis unu. Simdilerde ise musterilere 'beyaz un' satmak icin.. Yani musteriler beyaz unu daha cazip gordukleri icin. Benzoil peroksit gibi maddelerle beyazlatinca besin degerinde de ciddi bir azalma oldugundan, icine besinleri suni olarak ekliyorlar ve "zenginlestirilmis" diye satiyorlarmis.

Yeni ogutulmus bir unun sari rengini kaybedip beyazlamasi 7-8 ayi buluyormus. Un firmalari da buyuk miktarda unu bu kadar sure bekletmenin cok pahali oldugunu one surerek bu beyazlatma isini kimyevi maddeler kullanarak gerceklestiriyorlarmis.

Unu beyazlatmada su maddeler kullabilabiliyor:
Organik peroksitler, benzol peroksit(bunun kanserojen oldugu biliniyor ancak Turkiye'de bazi un firmalari tarafindan kullaniormus)
Kalsiyum peroksit
Nitrojen dioksit
Klorin
Klorin dioksit-diyabete neden oldugu bulunmus
Azodikarbinamit
Ve atmosferdeki oksijen-bu da dogal beyazlatma

Avrupa Birliginde klorin, bromate ve peroksitlerin kullanilmasi yasaklanmis. Ama insan hayatinin cok ucuz oldugu ulkelerde hala serbest malesef...

Uzak durulacaklar listesine yeni birsey daha eklendi boylelikle.

9 Ekim 2008 Perşembe

Arap Sabunu

Evde deterjan kullanamama rahatsızlığımdan bahsetmiştim. İşte bu problemime bir çözüm olarak annemim yıllar önce uyguladığı temizlik yöntemi çok işime yaradı. bakın arap sabunu hangi işlerimi halletmeme yardımcı oluyor:

1. Fayans aralarının temizlenmesi: Fayans arasındaki derzlerin özerine ince bir tabaka haline sürüp yaklaşık bir saat bekledikten sonra hafifçe fırçaladığınızda derzler bembeyaz, fayanzlarınız pasparlak oluyor. Hem de diğer kireç çözücü temizlik maddelerinin derzlerde oluşturduğu deformasyon da olmuyor. Ben yeni taşındığım evin mutfağındaki fayanslara uyguladım. Yağ tabakasının üzerine iyice yapışmış inşaat kirini çok güzel temizledi.

2. Halı yıkama: Gene mutfaktaki halıda önceden yıkamaya gönderdiğimde de çıkarılamamış olan kalıcı lekeler vardı. Arap sabunuyla yikayıp duruladıktan sonra hem parladı, hem de lekelerden kurtulduk.

3. Leke çıkarma: Özellikle beyaz çamaşırlarda kalan ve sadece makinada yıkama ile çıkmayan lekelerin üzerine biraz arap sabunu sürüp bir saat beklettikten sonra makinaya atarsanız çamaşırlar bembeyaz oluyor.

Şimdiye dek kullandığım alanlar bunlar. Ama bunun dışında koltuk silme, duvar silme gibi temizlik işlerinde de çok işe yarayacağına inanıyorum. Benim için en önemli özelliği ise ellerimden çatlamalara, dolayısıyla da egzamamın yeniden başlamasına neden olmaması. Yani içinde bize ve çevremize zarar veren kimyasal maddelerin bulunmaması.

Herkese bayram sonrasında iyi temizlikler...

22 Eylül 2008 Pazartesi

Plastik sise ve kaplar icin kodlama sistemi



Bazi plastik siselerin ve kaplarin altindaki ucgen dikkatinizi cekmis miydi daha once? Ben Nalan ablanin uyarisinin ardindan farkettim, ve ne demek oldugu hakkinda biraz bilgi toplamaya calistim.

Bu ucgenler, seklinden de anlasilacagi gibi, geri donusumle elde edilmis plastik sise ve kaplarda bulunuyor. Icindeki numaralar da icerigi hakkinda bize bilgi veriyor. Ucgen icindeki numaralarin icerikleri su sekilde siralanabilir:

1-Polyethylene terephthalate
2-Yuksek yogunluklu polyethylene
3-Polyvinyl chloride
4-Dusuk yogunluklu polyethylene
5-Polypropylene
6-Polystyrene
7-Diger plastikler.Orn: acrylonitrile butadiene styrene acrylic, polycarbonate, polylactic acid, nylon ve fiberglass.

Acikcasi benim icin bu aciklama pek birsey ifade etmiyor. Plastik biberonlarla ilgili postumuzda adi gecen madde, Bisphenol A, 7 ile numaralandirilmis plastiklerde bulunabiliyormus, ama hepsinde degil. O yuzden ozellikle cocuk icin alinan urunlerde 7 numaraysa almamamiz tavsiye ediliyor. 1, 2 ve 4 numarali plastikler bu maddeyi icermedigi icin daha guvenli. Ama birgun bunlarda da birsey bulurlarsa hic sasirmam.

Adi gecen bu madde plastigi sert camsi bir yapiya kavusturmak icin kullaniliyormus. Ozellikle cocuklarin alistirma bardaklarinda bulunduguna dair birsey okudum, evdekileri kontrol edecegim hemen.

Sunu bilmeliyiz ki bu ucgenlerle kodlama sistemi sadece geri donusumle elde edilmis plastik sise ve kaplarda bulunuyor. Normal yolla uretilmislerde hicbir ibare yer almiyor. Dolayisiyla, mumkun mertebe plastikleri hayatimizdan cikarmaliyiz. Ayrica sunlara dikkat edebiliriz:

- Biberonlarda ve bebek kaplarinda cam olanlari tercih etmeliyiz

- Plastik kaplardaki yiyeekelri mikrodalga firinda isitmamaliyiz

- Uzeri ve ici cizilmis, yirtilmis plastik kaplari kullanmamaliyiz. Plastik kaplarin asindiracagindan bulasik makinesinde yikamamali ve cok guclu deterjanlari kullanmamaliyiz.

-Teneke kutulardaki yiyecek ve iceceklerden uzak durmaliyiz(Bunlarda da BisphenolA bulunabiliyormus)

-Bazi strec filmlerde de bu maddeden bulunabiliyormus, o yuzden bunu da kullanmayalim bundan sonra. Saran marka strec filmde yokmus ama.

Simdilik benim bulabildiklerim bu kadar arkadaslar. Ne garip degil mi? Once hayatimi kolaylastirmak adina bir suru sey uretip sonra da onlarin verdigi zararlardan nasil kurtulacagimizin yollarini ariyoruz.

16 Eylül 2008 Salı

Temizlerken Kirletmeyelim

Bundan yaklaşık yedi yıl kadar önce antrenin beyaz taşlarını temizlemek üzere çamaşır suyu katılmış bir kova suya batırıp sıktığım toz bezi ile "temizlik yaparken, bu şekildeki son temizliğimi yaptığımız farkında bile değildim. Daha kovadaki suyu bile boşaltmadan ellerimde başlayan acıma hissi, o zamandan bugüne kalan bir hatıra oldu.

Ellerimde o "temizlik"le birlikte başlayan egzama, beni suya karşı bile hassaslaştırdı. Ve sadece su ile bir şeyler yıkamaya başlasam bile, elimin içimdeki bıçakla çizilimiş gibi duran yaralar hemen sızlamaya başlıyordu. Ellerim bazen o kadar geriliyordu ki, oğlumu tutup kucağıma alırken birden bire yarılıp oğlumun üstünün bulaşmasına bile neden olabiliyordu. Domates biber doğrarken hep kaşıntılı bir sızlama eşlik ediyordu yaptığım yemeğe.

Derken artık ellerim "kimyasal madde dedektörü" gibi sinyaller vermeye başladı. Mesela beyaz çamaşırları makinada yıkadıktan sonra asarken, farkettim ki, akabinde ellerim gerilip çatlıyor. O zamandan sonra çamaşırların tam olarak durulanmadığına karar verdim. Ve iki defa durulatattıktan sonra asınca ellerimin sinyal vermemesi beni rahatlattı. Yavrularıma bir tabaka deterjanla kaplı kıyafetler giydiriyor olma korkumdan kurtuldum böylece.

Bunun gibi daha bir çok tecrübem oldu ellerimdeki egzama sayesinde. Ama çocukluk yıllarımdan bir hatıra, hepsinin de özünü içeriyor diyebilirim. Bizim çocukluk dönemimiz, Isparta'nın Uluborlu ilçesinde, sevgili anneanne ve rahmetli dedemizin yanında geçirdiğimiz tadına doyum olmaz günlerin hatıralarıyla süslüdür. Uluborlu'da o zamanlar kanalizasyon sistemi kurulmamıştı ve evlerin atık suları, evin hemen yanında yerin altına kazılmış derince bir kuyuda birikir, dolunca da itfaiye arabalarıyla boşaltılırdı. Bir kuyu ilk yapıldığında, toprağı da suyu emdiği için, yaklaşık 10- 15 senede dolarmış. Ama sonralarında, kullanılan deterjanlar toprağın gözeneklerini tıkadığı için toprak artık ememez hale gelir ve 5-6 yılda doluverirmiş. Hatta süre her defasında daha da kısalırmış.

Dedemin bu anlattıklarını dinleyince, bulaşığımızı, çamaşırımızı "temizlemek" için kullandığımız deterjanların "dünyayı kirleten" unsurlardan ibaret olduğunu farkettim. Eski Roma dönemi anlatılırken evlerindeki atıkları camlardan atan kadınlardan bahsedilir ya, özünde, eski Roma dönemindeki kadınlarla aynı "temizlik" anlayışına itildiğimizi farkettim.

Bu yüzden "organik anneler" olarak kendimizi, evimizi temizlerken, çocuklarımıza bırakacağımız dünyayı kirletmekten kaçınmak gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda ben "kimyasal madde dedektörlerim"in öğrettiklerini burada sizinle paylaşacağım. Herkesten de "organik temizlik" konusunda katkıları bekliyorum.

11 Eylül 2008 Perşembe

Plastik biberonlar zararli mi?

Minicik bir yavru, dogar dogmaz kucaginiza veriliyor. Cok aciz, annesine muhtac.. Allah'in mucizesi, anne sutuyle besleniyor. Bir sut onu nasil da besliyor, buyutuyor. Emzirmek hem anneye, hem cocuga faydali. Sonra zamanla ek gidalar almaya basliyor. Anne birazcik kiskaniyor bu arada, kuzusu artik sadece annesine muhtac degil ya! Biraz da tedirgin: "Acaba dogru mu besliyorum yavrumu, acaba saglikli malzemeler mi kullaniyorum". Bu zamana kadar %100 dogal beslenen bebek zamanla gercek dunyadan nasibini almaya basliyor.
Zaman zaman biberonu hepimiz kullanmisizdir bebeklerimize. Kimimizin bebegi hic anne sutu almamistir, kimimiz sadece su veya sut vermek icin kullanmisizdir biberonu. "Yeter ki sut icsin, biberonla da olsa" demisizdir.
2003 yilinda yapilan bir bilimsel calismada bakin ne cikiyor ortaya:
Plastik biberonda ve bircok plastik gida ambalajinda kullanilan bir madde, farelerde genetik hasara neden oluyor. Maddenin adi bisphenol A, BPA. Disi farelerde yumurta hucrelerinde gorunen genetik hasar dusuge, dogustan ozure, zihinsel hastaliklara neden olabiliyor.
Case Western Reserve University School of Medicine'de genetik anormallikler konusunda uzman olan Patricia A. Hunt, calismalarin hayvanlar uzerinde yapildigini, ancak insanlarda da benzer hasarlara neden olabilecegini tahmin ettiklerini soyluyor.

Makale ile ilgili haberi buradan okuyabilirsiniz.
Sanirim plastik konusunda ekstra hassas olmamiz gerekiyor. Mumkun oldukca cam kullanalim. Allah korusun, ben zararlarini okuyunca cok urktum.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Ev yapimi pizza


Eminim her cocuk cok sever pizzayi. Benim kizim gibi.. Ben de cok severdim cocukken, hala da severim. Ama hamurla aram cok iyi degildir. Mayasini tutturmakta cok zorlaniyorum. Bu pizza hem maya kullanilmadan hem de cok cabuk hazirlandigindan tam bana gore. Zeynebim acikti mi cok sabirsizdir. Cok istahli degildir ama aciktigi anda yemegini onunde ister. Bu tarif benim imdadima yetisti. Bu pizzayi yiyip de begenmeyen pek gormedim. Aslinda bir tane var ama ismini burada aciklamak istemiyorum:)
Malzemeler:
1 su bardagi un
Yarim pk kabartma tozu
1 cay kasigi tuz
1 cay bardagi yogurt
1 cay bardagindan biraz eksik sivi yag
yarim domates
kasar peyniri
kekik
ve pizzanin ustune eklemek istediginiz hersey(sucuk, biber, mantar, misir, zeytin benim aklima gelenler)
Unu tuz ve kabartma tozuyla karistiriyoruz. Icine yogurt ve yagi ekleyip guzelce karistirdiktan sonra teflon tavaya hamuru yayiyoruz. Uzerine yarim domates rendesini (yoksa sulandirilmis salca da olabilir) yayip onun uzerine de sucugu vs. diziyoruz. En uste kasar peyniri rendesi ve kekik koyup, kapagini kapatip orta buyuklukteki ocagin kisik atesinde 15-20 dk pisiriyoruz.
Pistigini hamurun alti kizarmaya baslayinca anliyorum. Sicacik yiyince cok guzel oluyor. Soguduysa isitmak icin tavaya birkac damla su koyup azicik isitiyorum, yine yumusacik oluyor. Cok cabuk hazirlandigindan sahurlar icin de ideal.
Bir de sucuklari evde yapabilsem cok saglikli bir ogun olacak kizim icin. Yine de disaridan pizza almaktan daha iyidir..

1 Eylül 2008 Pazartesi

ramazanınız mübarek olsun


tüm islam alemine bir müjde olan af ve mağfiret ayından payımız büyük olur inşaallah

Bu yazıyı nalanınevi bloguma yazdığımı sanırken burada yayımlamışım :)))
neyse yabancı yer değil burası da bizim

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Kavun "Ben hormonluyum" demis!

Bugun okudugum bu haberden sonra artik meyve-sebze alirken daha dikkatli olmaya karar verdim.
Sonra aklima takildi, hormonlu yiyeceklerin bize ne gibi zararlari olabilir? Bu konuyu "google"layinca, dehset hayat hikayeleriyle karsilastim. Sevgili anneler, cok dikkatli olalim. Bilincsiz ureticilerin kullandigi hormonlarin, insan hayatinda cok ciddi etkileri olabiliyor.

Sizinle buldugum bir yaziyi paylasmak istiyorum:

Hormonlu gıdaları nasıl anlarız? Hormonlu meyve ve sebzelerin (domates, çilek vb.) zararları nelerdir?
Günümüzde ne yazık ki tükettiğimiz gıdaların çoğunun üretiminde sağlığımız için zararlı kimyasallar kullanılıyor. Oysa hormonlu gıdaları ayırt etmek elimizde. İşte sebze ve meyve seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:

Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanan hormonlar, insan nüfusunun hızla arttığı günümüzde, tarım ürünlerinin verimliliğini artırma amacıyla ne yazık ki bilinçsizce kullanılıyor. Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona sıkça rastlamak mümkün.

Hormonlu gıdaların zararları
Sıklıkla tüketilen hormonlu gıdalar, vücuttaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya ve hücreleri zayıflatarak kanser yatkınlığını artırmaya neden olur. Hormonlu gıdaları nasıl anlarız? Hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız. Bazı sebzelerin tüketilmemesi gereken zaman aralıklarına gelince:
Domates: 15 Ekim - 10 Kasım / 10 Nisan – 5 Mayıs
Patlıcan: 15 Kasım – 15 Mayıs
Kabak: 1 Kasım – 15 Mayıs

Ayrıca meyve ve sebzeler bazı alışılmayan özellikleriyle de size hormon kullanılıp kullanılmadığını belli ederler.Bunlara dikkat edin:

Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş
Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz
Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz
Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert
Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara,
Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise bu ürünler hormonlu demektir.

Hormonlu gıda obez yapıyor
Özellikle gelişim çağındaki çocuklar hormonlu gıda terörünün tehdidi altında. Dr. Duygu Bilgin, metabolizma değişikliği yaratan hormonlu gıdaların yarattığı gelişim bozukluklarının başında obezitenin geldiğine dikkat çekerek, reçeteyi yazıyor: Sebze, meyve ve balıkları mevsiminde tüketin, ekolojik ürünleri tercih edin.
Modern toplumlarda insanlar doğal gıdaların tadını ve kokusunu unuttu neredeyse. Artık çoğumuz hangi sebze ve meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini bilmiyoruz bile. Çünkü marketlerin raflarında artık her mevsimde her türlü gıdayı bulmak mümkün. Ancak çoğu hormonlu olan bu gıdalar aslında insanlığı ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Anne sütünün yapısına bile zarar veren hormonlu gıdalar, kanserden obeziteye her türlü hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Baykent Cerrahi ve Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Bilgin de özellikle çocukların hormonlu gıdalardan uzak tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Bilgin, hormonlu gıdalarla beslenen çocukları ilerleyen yıllarda bekleyen hastalıklarla ilgili bilgi verdi:
Hormonlu gıdalar hangi sağlık sorunlarına yol açar?
Uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimnun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, safra taşları ile kanser.
Anne sütü de etkilenir mi?
Türkiye'de zirai mücadelede bin 250 çeşit ilaç kullanılmaktadır. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı tespit edildi. Bu gerçekler doğrultusunda özellikle bebekler ve çocuklarımızın sağlığının ciddi tehlike altında olduğunu özellikle belirtmeliyim. Hormonlu gıdalar, bilinçsiz ve dikkatsizce tarım ilacı kullanımı, katkı maddeli gıdalar insan sağlığını ciddi olarak tehdit ediyor.
Bu gıdalardan kaçış mümkün mü?
Günümüzde tüketilen besin maddeleri, vücutta oluşturdukları metobalizma değişikliği ile birçok hastalığa neden oluyor. Bugün dünya nüfusu 6 milyarı aşıyor. Bizleri bu tehlikelerden kurtaracak olan besinler ekolojik ürünlerdir. Bir ürünün ekolojik olarak adlandırılabilmesi için bağımsız bir kontrol kuruluşu tarafından sertifikalandırılmış olması gerekiyor. Bunu, alışveriş yaparken ürünün üzerindeki etiketten teşhis edebilirsiniz. Denetim firmasının, organik ürün satan şirkete verdiği sertifikanın bir kopyasının, satış noktasında görülür bir şekilde asılması şarttır. Etiket üzerinde Tarım Bakanlığı'nın organik tarım logosu yer almalıdır. Ekolojik ürünler, diğer ürünlerden ayrı reyon ve bölümlerde satışa sunulur. Yine de ürünün kapalı ambalajlarda olmasına dikkat edin.
Aşırı kilo almaya neden olur mu?
Hormonlu gıdalar, sürekli tüketilirse vücut mekanizması bozulabilmekte ve bir çok hastalık ortaya çıkabilmektedir. Bağışıklık sisteminin bozulması demek ise başta kilo ve kanser gibi hastalıkların görülmesine sebep olur. Hormonlar, bütün sistemlerimizi çalıştıran maddelerdir. Boyumuz kilomuz gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde ve fiziksel aktivitelerimizde organlarımızın çalışmasında rol oynarlar. Sağlıklı bir insanda doğumdan itibaren yaşamının her alanında gerekli bütün hormonlar vücudun gelişmesini ve tüm fonksiyonların normal çalışmasını sağlamaktadır. Ancak normal çalışan bu sisteme beslenme alışkanlığı başta olmak üzere dışarıdan gelecek etmenlerle müdahale yapılırsa sistemde bozulmalar olacaktır. Yoksa hormon yapısı bozulan çocuklarda gelişim bozulukları görülmektedir. Bunların başında da şu an büyük tehlike çanları çalan obezite gelmektedir.
Çocukları okulda nasıl koruruz?
Okula giderken yanlarına verilecek beslenme çantaları bir ölçüde kontrolü sağlayacak ve güvenilir olacaktır. Beslenme çantasındaki gıdaların mümkün olduğunca katkı maddesiz ve doğal olması gerekir. Marketten hazır alınan bir kek yerine evde pişirilmiş bir dilim kek çok daha değerlidir. Hazır meyve suyu yerine süt tercih edilmelidir. Yine meyve suyu yerine mevsimine uygun olmak kaydıyla meyvenin kendisi tüketilmelidir. Bu konuda ailelerin imdadına muz yetişiyor. Her mevsim güvenle tüketilebilecek ve çocukların hayır diyemediği bir gıdadır.
Kantinlerde nasıl önlem almalı?
Burada okullara ve kantin idarecilerine toplumsal bir görev düşmektedir. Okul yönetimi ve kantin idarecileri arasında sağlıklı ve bilinçli bir iletişim kurulur, çocukların tükettiği gıdalarda da dikkatli bir seçim yapılırsa en önemli adım atılmış olur. Su, süt, doğal meyve suyu, ayran gibi sağlıklı içecekler ile sandviçler ve tost şeklinde sertifikalı ürünler olursa sorun yaşanmaz.

Hormonlu gıdalar kanseri tetikliyor
Hormonlu gıdaların çocukluktan itibaren yenmesinin ergenlik döneminde kanseri tetiklediğini dile getiren Topuz, eğer sağlığınızı düşünüyorsanız beslenmenize dikkat edin uyarısında bulundu.Kanser dalga dalga geliyor. Türkiye'de ölüm sebeplerinin 2. sırasında yer alan kanser herkesi tehdit ediyor...Göz göre göre kanser olmamak için ise; daha anne karnında kanserle mücadelenin başlaması gerekiyor...İ.Ü Onkoloji Enstitüsü Direktörü Erkan Topuz, "Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir" uyarısında bulundu."Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın. Çünkü istediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki kansorejen maddeleri temizleyemezsiniz" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, özellikle beslenme konusunda vatandaşların dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr Erkan Topuz; "Hormonlu gıdaların çocuklara yedirilmemesi gerektiğini aksi takdir \de kanserlerin görülme oranının artacağını" söyledi.Prof. Dr. Erkan Topuz; "peçete, tuvalet kağıdı, defter gibi beyazlatılmış ürünlerden de hem kesinlikle uzak durun" dedi.

26 Ağustos 2008 Salı

%100 Organik tarhana corbasi


Tarhana corbasini kucuklugumden beri cok severim. Zeynep de ek gidaya basladigindan beri severek yiyor. Ama Murat'a bir turlu sevdirememistim bu corbayi. Taa ki icine nohut katma fikrini Rumeysa'dan ogrenene kadar..
Tarhana annanemin marifetli ellerinden cikma. Cok guzel yapiyor annanem. O yasina ragmen hala usenmeden evde yapiyor salcasini, tarhanasini. Ellerine saglik annanecigimin.
Corbanin tarifi cok basit, faydalari ise anlatmakla bitmez. Tereyagini eritip su koyuyorum, sonra karistirarak tarhanayi ekliyorum ve en son olarak da daha onceden islattigim nohutlari ekliyorum. Ben nohutlari topluca islatip kullanmadigim kismi buzluga koydugumdan cok kolay oluyor. Nohut da corbayla pisiyor ve corbaya ayri bir lezzet veriyor. Ara sira karistirarak kaynatiyorum ve kaynayinca da ustune annemin Uluborlu'dan, annanemin bahcesinden toplayip kuruttugu nanelerden dokuyorum. Bir de tereyag Uluborlu'daki sutcu teyzenin evinden, nohutlar da Senirkent'ten olsa, alin size %100 organik tarhana corbasi..

25 Ağustos 2008 Pazartesi

hergun bir avuc....

*babasi tancere yemegi sever annesi tencereden yemeyi..
sokaga ciktigimizda heryer aburcubur dolu..biz yanimizda tasiyoruz,ihtiyac halinde cami kiriyoruz..

kuru uzum faydalari;...ve tahmin ediyorum sevmeyen cocuk yoktur..
``Üzüm ürünlerindeki demir, kalsiyum ve potasyum minerallerinin, kemik gelişimi yanında kansızlığı, halsizliği, zayıflığı ve ishali tedavi edici özelliği bulunmaktadır.Kilo almak isteyen de rejim yapmak isteyen de üzüm yemelidir çünkü enerji verir.Protein ve karbonhidrat kaynağıdırA,B1,B2,B6, C vitaminleri ile fosfat, kalsiyum, demir, fosforik asit, organik asitler, formik asit minerallerini içerir. Günlük kalsiyumun 1/5'ini ve demirin ise 1/3'ünü karşılar. Mineraller halsizliği, kansızlığı, ishali ve zayıflığı tedavi eder. Karaciğer zaafiyetine, öksürüğe, bronşite de iyi gelir.Mideye çok faydalıdır. Ayrıca Unutkanlığa da iyi gelir.Kuvvetli bir gıdadır.


ve..
Üzümdeki şekerin anında kana karışması özelliği vardır ki aşırı şeker eksikliği, aşırı düşük şeker gibi rahatsızlanmalarda siyah kuru üzümün etkisi neredeyse anında görülür. Bu çeşit rahatsızlığı olanların yanlarında çantalarında bir miktar siyah kuru üzüm taşımalarında yarar var. Gösterdiği ani etkisi sebebiyle kanda düşük şeker rahatsızlığına karşı birebir şifadır.

22 Ağustos 2008 Cuma

zencefilli limonata

gectigimiz kis ,arkadaslarimiz agir gribe yakalanmisti,okadar agirdi ki doktor dahi evlerine gelmisti..
doktorunsa tek soyledigi,ginger icin..yani zencefil...
buralarda antibiyotik sayiyla ozel kutularda verilir,hatta mumkunse hic ilac verilmez..doktorlar once dogal yollari kullanir
zencefil pilavda,ette,gazli iceceklerde dahi sik kullanilan bir bitki..
faydasi bol bir bitki..
gribal durumlar icin dogal bir ilac degeri tasıyan, balgam sokturen, bronsite iyi gelen, kolestrolu dusuren, iltihaplanmayı ve odemi atan zencefil; solunum yolu rahatsızlıklarında, terlemeyi arttırması nedeniyle toksinlerin atılmasına ve ates dusurucu etkiye de sahip. Isıtıcı etkisi, soguk algınlıgı ve faranjit gibi solunum yolu rahatsızlıklarında oldukca etkilidir. Boyle bir rahatsızlıkta taze zencefili sıcak su olan bir bardaga rendeleyip, bal ile tatlandırabilirsiniz. oksuruk icinse bal ile zencefili karıstırıp bir kasık yiyebilirsiniz. Romatizmal agrıları azaltır, kusmayı onler, yagları yakar, bagırsak gazı sokturur, istah acar, ishali keser, bedeni ve zihni gucu arttırır daha ne olsun:)
limonata malzemeler;
-3 orta boy zencefil
-seker(buranin sekeri cok tatli oldugundan olculerimiz tutmayacaktir,yarim bardak diyim,gerekirse eklenir)
-4limon
-su
yapilisi;
soyulmus ve kucuk kucuk dogranmis zencefiller seker ile kaynatilir,kaynadiktan yakalsik 7-8dk sonra kapatilir,sogumaya birakilir
limonlar kucuk parcalara bolunur,blendirdan cekilir
posali limon suzgecten gecirilerek zencefilli suruba katilir
ister soguk ister ilik ister sicak icilir sifa niyetine

21 Ağustos 2008 Perşembe

Ev yapımı mayonez



Mayonez ve ketçap çocukların çok severek kullandığı yiyeceklerden.
Benim kızlarım da çok severlerdi.Bense patates kızartmasının zaten yeterince yağlı ve lezzetli olduğu konusunda onlara nutuklar çeker ama başarılı olamazdım.
Onlar mayonezden vazgeçmeyince bari evde hazırlayayım diyerek kuzenimin tarifini uyguladım .
En azından koruyucu kimyasallar içermiyor ve yağ oranı da biraz daha düşük.Lezzeti mi? Bence fena değil.Uygulayıp siz karar verin
İşte size ev mayonezi tarifi
Mayonez
Malzemeler:
2 yemek kaşığı un,
1su bardağı su,
" " ayçiçeğiyağı,
tuz,
1yumurta,
1limonun suyu,
Un,tuz ve su karıştırılıp katışekilde pişirilip soğutulur.
Mikser kabına veya blendere konur yumurta kırılır ve karıştırılır,limonsuyu eklenir karışınca karıştırıcı çalıştırılmaya devam edilirken bir su bardağı sıvı bitkisel yağ yavaş yavaş incecik akıtılır beyazlaşıpmayonez kıvamını bulur,yağailave yapıp miktarı biraz daha artırılabilir.buzdolabında 1hafta bekleyebilir.

19 Ağustos 2008 Salı

yerfistigi ezmesi(peanut butter)


buralarda yaygin bir inanis var,kotu anneler cocuklarinin beslenmesine fistikezmeli sandvic koyar diye..kotu demeyelim biz onlara, zaten kasit tembellik..
ben de nerminin katilara gecisinden beri mamasina azdan baslayarak fistik ezmesi koydum:)),amaa icindeki B vitaminleri sebebiyle..ve dun organigi karsima cikti,sepete ekledim..
bense B vitamin komplex kullaniyorum ve basladigim gunden itibaren daha sabirli ,daha pizitif,daha enerjik daha... daha..... anne oldum...butun annelere tavsiyemdir
ve eklemeden gecemeyecegim..bir hastalik var..Arakibutirofobi... Yerfistigi ezmesini yerken damaga yapismasindan korkma
bazi faydalari;
* Zihinsel ve bedensel yorgunluğu alır.
* İçinde bulunan B1 vitamini kan şekerinin yakılması, kalp sağlığının korunması ve öğrenme gibi beyin fonksiyonları için gerekli olan bir vitamindir.Yaşlanmaya karşı vücudu koruduğu gibi alkol ve sigaranın zararlı etkilerini de azaltır.
* İçerdiği B3 vitamini kolesterolü düşürür, dolaşımı arttırır, zihni açar.
* Kanın pıhtılaşması, kas gücü ve sinir iletimi için gerekli olan kalsiyum minerali içerir.
* Posalı bir besindir. Posalı besinler kanser yapıcı zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısalttığı ve bağırsak duvarı ile temasını azalttığı için kanserden korunmada faydalı olurlar.
* Yalnız olarak yenmeli, portakal, elma, armut gibi meyve veya sebzelerle tüketilmemelidir.

coca colanin faydalari

TUVALETİ TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı klozetin
içine dökünüz. Bir saat
kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit hela
başındaki lekeleri yok edecektir.

KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK
ETMEK İÇİN : Arabanın tamponunu
Coca Cola''ya batırılmış bir sigara paketinin içindeki alüminyum
folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır.
AKÜ KUTUP BAŞLARINDA ÇAPAĞI TEMİZLEMEK
İÇİN : Bir kutu kolayı kutup
başlarına dokun ve bütün çapak yok
olsun.

PASLANMIŞ BİR CiVATAYI SÖKMEK İÇİN: Coca-Colaya batırılmış bir bezi
bir kaç dakika paslı cıvatayı
uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek ve
çıkacaktır.

ELBİSENİZDEKİ YAĞ LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN: Bir kutu kolayı lekeli
giyeceklerin üstüne boşaltın, deterjanı ekleyin ve her zaman
yıkadığınız gibi yıkayın. Coca-cola yağ
lekelerinin yok olmasına yardım edecektir.
Ayrıca araba ön camlarındaki her türlü kuş
pisliği yapışan sinekler veya
ağaçlardan dökülen toz , polen, yapışkan maddelerin
çıkarılması en iyi madde COCA COLA + PEPSI ''dir.

zerdecal..

beyza hintlilerin en az sinir hastaliklari geciren toplum oldugunu soylemisti,yemeklerinde bol kullandiklari zerdacal sayesinde..
biz de edindik,bundan sonra yemeklere katila...
bazi yararlari;
*Zerdeçal en etkin ve yagin kullanilan antioksidanlardan biridir
*Zerdeçalin enfeksiyona etkisi: yapilan arastirmalarin sonunda zerdeçalin lekotiren,prostoglandin,tumör,nekroze edici faktör ve interlokin-12 gibi iltihap olusturan maddelerin ortaya çikisini geçiklestirip hafiflettigini göstermistir
*Zerdeçal solunum yollarina iyi gelir: antienflamatuar veantioksidan etkileri ile üst solunum yollari,astim ,bronsit ve sinüzite çok iyi gelir
*Zerdeçal kansere iyi gelir: zerdeçalin aktif maddesi curcumin hem kanserin korunmasini saglar hemde bazi kanserlerde tedavi edici olarak kullanilir.tümör hücrelerinin üremesini engeller ve toksik yan ürünlerini azaltir.
*Zerdeçal alzheimer hastaligina iyi gelir: antioksidan ve antienflamatuar etkisi ile alzheimer hastaligina gidisi engeller.ayrica beta amiloit plakalarinin gelisimini yavaslattigini göstermistir
* Zerdeçalin iyi geldigi diger hastaliklar: katarak olusumu,karaçiger hastaliklari,felç olmak üzere olan hastalarda olumlu etkisi olmustur

18 Ağustos 2008 Pazartesi

Citir citir tavuklar

Eger cocugunuzu sirf et yesin diye McDonalds'a goturuyorsaniz artik buna gerek yok.. Eminim cocugunuz bu tavuklari cok sevecek. Benim kizim yakin zamana kadar et yemezdi, ama bu tavuklari cok sevdi. Tabii biz de cok sevdik. Tarif tamamen uydurma, ve cok da kolay.
Bayat ekmek rendesi, tuz, kara biber, kimyon. Bir de incecik kesilmis tavuk gogsu dilimleri. Ekmek ufaklariyla tuzu, kara biberi, kimyonu karistiriyorsunuz, incecik tavuk dilimlerini bu karisima buluyorsunuz. Dilerseniz cok azicik yag kullanarak kizartabilirsiniz. Dilerseniz firin tepsisine bir aluminyum folyo serip ustunu yaglar ve firinin izgara modunda pisirirsiniz(iki tarafin dapismesi icin cevirmeniz gerekir). Ben iki yolla de yaptim, ikisinde de cok guzel oluyor.
Amacimiz cocugumuzu fast food'dan uzaklastirip ev yemeklerine alistirmak...

17 Ağustos 2008 Pazar

Taptaze yapraklardan mis gibi sarmalar

Biz ailecek dolmayi cok severiz, kim sevmez ki.. Ilginc olan ben dolma yapmayi da cok severim. Amerika'da otururken, dolma icin bulabildigim malzemeler kuru patlican, kuru biber ve salamura Kaliforniya yapraklariydi. Malesef bunlar paketteyken cok duzgun gorunur ama doldurmaya basladigimda delik desik olduklari ortaya cikardi. Taze patlicanlar kocaman oldugundan, taze biberler de hem kocaman hem de cok pahali oldugundan dolmada kullanilamazdi. Taze asma yapragi ise hic gormedim..
Simdi Amsterdam'da oturuyoruz, henuz 1 bucuk ay oldu geleli. Iki katli, arkasinda sirin bir bahcesi olan guzel bir evimiz var. Bahcemize bakim yapmamiz zaman aldigi icin daha yeni kullanima acildi sayilir. Bahceyi temizledikce bahce ile ilgili hayaller kuruyorum. Bunlardan ilki bahcedeki asma yapraklarindan sarma yapmakti. Gecen hafta bunu gerceklestirdim cok sukur. Hepinize siddetle tavsiye ederim, cok guzel oluyor. Taze yapraklarin eksimsi tadi bambaska.. Bence balkonu olanlar balkonuna, apartman bahcesi olanlar veya ozel bahcesi olanlar da bahcesine mutlaka asma diksinler.
Bahcemizde ilgili diger planlarim, domates, biber, patlican, nane, maydonoz dikmek.. Tavsiyelerinizi beklerim..

16 Ağustos 2008 Cumartesi

suuutlac....

tarif beyza'nin deyimiyle yine hayatimin baharinda tanistigim hatice'den..
naaptin beyza:)..okuyanlar bizi kimbilir kac yasinda sanacak..daha 30 bile olmadik,hatta ben 19 gosteriyorum:))oyle diyorlar... gerci ben 50de de nalan abla gibi bahar kadini olacagim..:)umarim..
ilk tarifimiz sutlac..bildigimiz sutlac..sadece malzemelerde ufak ama aslinda buyuk degisiklik var..
pisirme kabi;evlendigimden beri ,yani yemek yapmaya basladigimdan beri teflon tencere kullaniyordum,celige gectim..en azindan otizm ihtimali tasiyan yavrukusun yemeklerinde..
keci sutu;kazein icermedigi icin organik keci sutune gectik ve tahmin ettigim gibi kizim sevmedi,bu sebeple sutlaca dondurdum,sutlacta sutun kokusu ve tadi kayboluyor
*pisirdikten sonra tencerede biraz sogumasini bekledim,bilindigi uzere plastik kaplarin tehlikesi,isindiginda yada donduruldugunda ortaya cikiyor,yani bu iki hal'de besine geciyor..bir miktar soguttuktan sonra nerminin sevdigi,dusurdugunde kirilmayacak kaplara bosalttim,uzerine cekilmis ceviz ekledim..
**buraya kadar basit,zor olan nermini yakalayip yedirmek

15 Ağustos 2008 Cuma

Merhaba!

Biz kimiz?
Biz hayatimizin ilkbaharinda tanismis ve arkadasligini bugunlere dek getirmis iki dostuz. Zerrin ve Beyza.. Ikimizin de 2 yasinda kizimiz var. Ikimiz de yavrularimizi en guzel sekilde yetistirebilmek icin cabalayan anneleriz.

Bu blogu neden kurduk?
Dogru beslenmenin cocuk gelisimindeki hayati onemini bildigimiz icin.. Biz de marketten hazir yiyecekler alip bebislerimizin karnini kolayca doyurabiliriz, ama biliyoruz ki bu kolay da olsa saglikli bir yol degil.
Bir gun karar aliyoruz: Artik cocuklarimiza tamamen saglikli yiyecekler sunalim. Cocuklarimizin saglikli beslenmesi hakkinda bilgilerimizi birbirimizle paylasalim, diger arkadaslarimizin da tecrubelerinden faydalanalim, ve tum bu deneyimleri ortak bir alanda herkese sunalim.

Iste bu yuzden bugun buradayiz. Sizlerin de katilimiyla cok guzel paylasimlar yapacagimiza inaniyoruz. Gelin burada cocuklarimiz icin en saglikli yemek tariflerini paylasalim, organik urunleri nerede nasil bulacagimiza dair bir veritabani olusturalim, kim neyi kullanir, neyden memnundur, neyden memnun degildir, burada paylasima acalim. Ve hep birlikte "organik" bir hayata 'merhaba' diyelim!