9 Temmuz 2009 Perşembe

Bebek Yemekleri Kitabi

Annelere, bebeklerini saglikli besleme konusunda buyuk kolaylik saglayacak cok guzel bir yemek kitabi.. Hem icerigiyle hem de tasarimiyla cok hosuma giden bu kitabi siz de edinmek isterseniz buraya buyrun..

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Kozmetik urunleriniz ne kadar zararli?

Bugun harika bir sitre kesfettim. http://www.cosmeticsdatabase.com/ . Kullandiginiz urunun adini, icerigini veya markasini yaziyorsunuz, size "zararli puani"ni veriyor. Yani 7 puan ciktiysa ornegin cok zararli oluyor, 2 puan ciktiysa az zararli oluyor. Kullandigim sampuan 6 puan cikti, uff kullandigimiz bircok seyle aslinda kendimize ne kadar da zarar veriyoruz degil mi?

30 Nisan 2009 Perşembe

Bebek Ekmeği


Kilo alması bana ve doktoruna göre biraz yavaş seyreden bebişimin mamalarına, karbonhidrat olması açısından son 1,5 aydır ufalanmış ekmek içi ekliyorum. Doktorumuz, beyaz unun, içerdiği gluten nedeniyle şimdilik sakıncalı olduğunu söyledi. Besleyici olması ve ayrıca kabızlığı önlemesi nedeniyle yulaf ununu tavsiye etti. Ben de ekmeği yulaf unuyla hazırladım. Ancak markette % 100 yulaf unu olan bir marka bulamadık. Bu nedenle yulaflı tam buğday unu aldık. İçinde, çok faydalı olduğunu bildiğim ruşeym de var. Gene de, tamamen yulaf unu içeren bir marka biliyorsanız paylaşır mısınız?
Malzemeler (pişirme kabına girme sırasına göre)
1 cup su
1/8 cup zeytinyağı
2 + 1/3 cup yulaflı tam un
1/3 cup mısır unu
1/3 cup irmik
1 +½ TSP kuru maya (çay kaşığı)
Su ve zeytinyağı kaba dökülür. Ayrı bir kapta yulaflı un, mısır unu ve irmik karıştırılır. Bir kaşık yardımıyla sıvı karışımının üzerine serpilir. Kuru maya da eklenerek pişirilir. Benim makinam, her hangi bir ayar yapılmadığı zaman orta renkli kabukta pişiriyor. Bizim yediğimiz ekmekler için bu gayet güzel. Ancak bebek ekmeğinde, sanırım tam un olması nedeniyle bu ayarda çok sert bir kabuk çıkıyor. Bu nedenle pişirmeye başlamadan önce kabuk ayarını en düşüğe getirmekte fayda var.
Pişen ekmeği soğuduktan sonra dilimliyoruz. Kabuk kısımlarını ayırarak içini ufalıyoruz. Mamalarına eklemek üzere bir buzdolabı poşetine koyuyoruz. Bebeğinizin iştah durumu ve yeme kapasitesine göre, benim yaptığım gibi bu ekmek içini 2’ye bölerek yarısını derin dondurucuda saklayabilirsiniz. Artan ekmek kabukları, çorbalara harikulade “kıtır” oluyor (yani “kruton” :))
Bu ekmekte tuz ve şeker yok. Her ne kadar bebeğin yemeklerine ufacık bir çimdik atılmasını öneren kişilerle karşılaştımsa da, ilk 1 yıl için hiç tuz kullanılmamasını söyleyen çok daha fazla sayıda Internet sayfası, kitap ve blog okudum. Siz ne düşünüyorsunuz?

27 Nisan 2009 Pazartesi

Sıvı Sabun

Annemin deyimiyle “kapalı ekonomiye geçtiğimin” göstergesi.. Ancak dışarıda satılan sıvı sabunların ne kadar zararlı olduğunu okuyunca ve evde yapmanın bu kadar kolay olduğunu bilince dışarıdan bir daha niye alayım! Ana malzeme sabun. Bir dahaki sefer onu da kendim yapabilirsem tam kapalı ekonomi uygulamış olacağım :)

Malzemeler

1 kalıp sabun (benim tercihim zeytinyağlı sabun oldu. Ama farklı aromalı sabunlar, veya bebe sabunları kullanılabilir)
1 yemek kaşığı bal (evet bal..)
1 çorba kaşığı gliserin (eczanelerde satılıyor)
Su

Sabun, derin bir kaba iyice rendelenir. Bu, erimesi için gerekli. Bir su bardağı, iyice kaynamış su üzerine dökerek iyice karıştırılır.. Daha sonra, ½ bardak, gene çok sıcak su ekleyip karıştırılır. Bal ve gliserini ekleyip karıştırmaya devam edilir. 3 su bardağı gene sıcak su da azar azar dökülerek, karışım kremamsı bir kıvama gelene kadar karıştırmaya devam edilir. Bir huni yardımıyla 1-1,5 litrelik bir şişeye dökerek bekletilir. Arada bir çalkalayarak 1 saat kadar dinlendirilir.

Karışımım, ilk başta bayağı sulu oldu. Şehirlerarası benzincilerin tuvaletlerinde bulunan sulandırılmış adi sıvı sabunlar gibi olacak diye pek korktum ama karışım bekledikçe katılaşıyor :)Sabunumuz artık kullanılmaya hazırdır. Pompalı bir sıvı sabun kabına konarak gönül rahatlığıyla kullanılır. İçinde bal ve gliserin olduğundan elleri yumuşacık yapıyor.

Tarifin orjinali ve buraya alarak direkt kopyacı olmak istemediğim için farklı aroma önerilerine aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz
http://bitkicadisi.blogspot.com/2008/10/sivi-el-ve-banyo-sabunu.html

16 Nisan 2009 Perşembe

Lor Peyniri


Börek yapmaya karar verip kolları sıvadınız. Yufkalar tepsiye serildi, yağlandı. Ama o da ne, evde peynir yok!! Hımm, bir bakalım, evde süt var mı? Evet, varmış.. O halde kendi peynirimizi hemen yapıyoruzzz


1 lt süt
2 yemek kaşığı sirke
Tülbent


Sütü bir tenceye alıp altını yüksek ateşte yakıyoruz. İyice kaynayınca sirkemizi ilave edip karıştırıyoruz. Süt hemen kesiliyor. Tencerenin altını kapatıyoruz. Bu şekilde süt soğuyana kadar bekletiyoruz.


Derin bir kabın üzerine bir süzgeç, süzgeçin üzerine de tülbent yerleştiriyoruz. Kesilmiş ve içinde topaklar oluşmuş sütü bu süzgeçten geçiriyoruz. Tülbenti iyice sıkarak suyunun alttaki kaba akmasını sağlıyoruz. İstenirse katı bir peynir için suyunun iyice akmasını bekleyebiliriz. Tülbentin içindeki bu yamuk yumuk beyaz şey, bizim lezzetli lor peynirimiz oluyor. Evet, 1 litre sütten çıka çıka 2 yumruk kadar bir şey çıkıyor, ama gayet sağlıklı ve lezzetli. Hemen dereotu, maydanoz veya patates, havuçla bir iç hazırlayıp doğru böreğin içine!

Kahvaltıda yemek isteseniz peynirimizin ömrü 1 hafta. Zaten bu kadar ufak miktar -eğer bizdeki gibi 6 aylık bir bebek değilseniz :) 1 haftaya hayli hayli biter.

Eee, kalan su? Aman atmayın! Neler yapabiliriz? Öncelikle çorba. Sonra, böreğin üzerine dökmek için süt harcına eklenebilir. Bu durumda süt miktarını azaltmakta fayda var. Ekmek yapılabilir. Denedim, gayet lezzetli oluyor. Veya bebeğiniz varsa buz küplerinde dondurup her gün bir küp, mamasına katabilirsiniz. Veya bu suyu direkt lıkır lıkır içebilirsiniz :) Yurtdışında aynı bizdeki ayran gibi plastik şişelerde peynir altı suyu satılıyor ve insanlar alıp bir güzel kafaya dikiyorlar..

2 Nisan 2009 Perşembe

Ev Yapımı Tuzot


Hayatımıza son 1-2 yıldır giren ve yemeklerimize anında lezzet katmasıyla vazgeçemediğimiz tuzot’lardan, monosodyum glutamat içermesi nedeniyle bir süredir uzak duruyordum. Eşimin memleketinde bizden çok uzun süredir mutfağa girmiş olan, dolayısıyla damağında alışkanlık yapmış olan bu katkı maddesi için arayıştaydım ne zamandır. Ta ki üye olduğum bir yemek grubuna sevgili Mine’den gelen tarife kadar. Ana fikir, sebzelerin robottan geçirilerek fırında uzun süre kurutulması, sonra tekrar robottan geçirilmesi. Tabii ya! İşte bu! Tarifte, belli malzemeler kullanılmıştı ama ben, dolabımdaki tüm sebzeleri ekledim. Ha bu arada, ben tuz koymadım! Bu karışımı bebişimin mamalarına da koymak istiyorum çünkü. Yani tuzsuz bir tuzot yapmış oldum :)



Malzemeler



2 havuç

2 domates

100 gr şalgam

1 kabak

100 gr bezelye

100 gr taze fasulye

100 gr brokoli

2 soğan

½ demet maydanoz sapı

½ demet taze soğan sapı

½ demet dereotu sapı

100 gr tuz (ben eklemedim)



Tüm malzemeler robotta inceceik kıyılır. Geniş bir kasede iyice karıştırılır. Fırın tepsisine yağlı kağıt serilir. Hamur halini almış olan karışım, tepsiye yayılır. Fırın 75 dereceye ayarlanır. Tepsi konarak fırının kapağına tahta bir kaşık sıkıştırılarak hafifçe aralık kalması sağlanır. Bu durumda 7 saat pişirilir. İyice kuruyup küçülen, yer yer çatlamış olan karışım tekrar robottan geçirilir. Karışımınız hazırdır. Güle güle, gönül rahatlığıyla kullanın.


Bu sebze tuzu ile çorbalar, soslar, köfte harçları ve yaratıcılığınıza göre daha bir çok şey yapabilirsiniz. Malzeme seçimi de dolabınızdaki sebzelere göre ayarlanabilir. Tek tavsiyem, mantar kullanmayın! Fırında karararak kötü bir görüntü olşturuyor. Baktım tepsim yer yer siyahlandı, mantarları tek tek ayıklamak zorunda kaldım karışımdan. Bunun dışında, özellikle soğan ve domatesi kullanın, derim. Ben robottan geçirmeden önce domatesin kabuklarını soydum. Kabuğunun hazmı zor olduğu için karışıma hiç girmesin istedim. Bu arada, koca karışım fırında kuruya kuruya ufacık kalıyor. Fırının saatlerce çalışması da cabası. Yani çok ekonomik bir yöntem değil. Ama kesinlikle daha sağlıklı.

18 Mart 2009 Çarşamba

BPA içeren biberonlar ABD de yasaklanmış


Pek önemsediğimiz ,burada da değindiğimiz plastikler ve türevleri yine aklımızı karıştırmaya devam ediyor.
Bu kez de bir yasaklama haberi yine haberi ABD den geldi.
Gözbebeğimiz yavrularımızı büyütürken en sık kullandığımız biberonlarla ilgili yazıyı ve yasaklanmayan markaları Enharın blogunda bulacaksınız
Onun yazısında yazdığı dr brown marka içinde hava borusu olduğu için orta kulak iltihabını engellediği söylenen bu biberonları biz de toruna kullanıyoruz .Yasaklanmayanlardan olması beni sevindirdi.İnternetten siparişle aldığımız biberonları da yarı fiyatına Batıkent Gimsa da bulunca Ankaralı annelere de duyurmalı diye düşündüm.
Yavrulara,annelere,hepimize sağlıklı mutlu günler dileyerek....