Bundan yaklaşık yedi yıl kadar önce antrenin beyaz taşlarını temizlemek üzere çamaşır suyu katılmış bir kova suya batırıp sıktığım toz bezi ile "temizlik yaparken, bu şekildeki son temizliğimi yaptığımız farkında bile değildim. Daha kovadaki suyu bile boşaltmadan ellerimde başlayan acıma hissi, o zamandan bugüne kalan bir hatıra oldu.
Ellerimde o "temizlik"le birlikte başlayan egzama, beni suya karşı bile hassaslaştırdı. Ve sadece su ile bir şeyler yıkamaya başlasam bile, elimin içimdeki bıçakla çizilimiş gibi duran yaralar hemen sızlamaya başlıyordu. Ellerim bazen o kadar geriliyordu ki, oğlumu tutup kucağıma alırken birden bire yarılıp oğlumun üstünün bulaşmasına bile neden olabiliyordu. Domates biber doğrarken hep kaşıntılı bir sızlama eşlik ediyordu yaptığım yemeğe.
Derken artık ellerim "kimyasal madde dedektörü" gibi sinyaller vermeye başladı. Mesela beyaz çamaşırları makinada yıkadıktan sonra asarken, farkettim ki, akabinde ellerim gerilip çatlıyor. O zamandan sonra çamaşırların tam olarak durulanmadığına karar verdim. Ve iki defa durulatattıktan sonra asınca ellerimin sinyal vermemesi beni rahatlattı. Yavrularıma bir tabaka deterjanla kaplı kıyafetler giydiriyor olma korkumdan kurtuldum böylece.
Bunun gibi daha bir çok tecrübem oldu ellerimdeki egzama sayesinde. Ama çocukluk yıllarımdan bir hatıra, hepsinin de özünü içeriyor diyebilirim. Bizim çocukluk dönemimiz, Isparta'nın Uluborlu ilçesinde, sevgili anneanne ve rahmetli dedemizin yanında geçirdiğimiz tadına doyum olmaz günlerin hatıralarıyla süslüdür. Uluborlu'da o zamanlar kanalizasyon sistemi kurulmamıştı ve evlerin atık suları, evin hemen yanında yerin altına kazılmış derince bir kuyuda birikir, dolunca da itfaiye arabalarıyla boşaltılırdı. Bir kuyu ilk yapıldığında, toprağı da suyu emdiği için, yaklaşık 10- 15 senede dolarmış. Ama sonralarında, kullanılan deterjanlar toprağın gözeneklerini tıkadığı için toprak artık ememez hale gelir ve 5-6 yılda doluverirmiş. Hatta süre her defasında daha da kısalırmış.
Dedemin bu anlattıklarını dinleyince, bulaşığımızı, çamaşırımızı "temizlemek" için kullandığımız deterjanların "dünyayı kirleten" unsurlardan ibaret olduğunu farkettim. Eski Roma dönemi anlatılırken evlerindeki atıkları camlardan atan kadınlardan bahsedilir ya, özünde, eski Roma dönemindeki kadınlarla aynı "temizlik" anlayışına itildiğimizi farkettim.
Bu yüzden "organik anneler" olarak kendimizi, evimizi temizlerken, çocuklarımıza bırakacağımız dünyayı kirletmekten kaçınmak gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda ben "kimyasal madde dedektörlerim"in öğrettiklerini burada sizinle paylaşacağım. Herkesten de "organik temizlik" konusunda katkıları bekliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Oncelikle gecmis olsun Rumeysacim. Cok dogru ve onemli bir konuya temas ettin. Hakikaten biz evimizi kendimizi temizleyelim/guzellestirelim/bakimli olalim derken kendimize de cevremize de ve hatta ekonomimize de zarar veriyoruz.
Onceleri mis gibi kokan temizlik malzemeleriyle kose bucak temizlik yapmak, oda spreyi, mobilya parlatici vs kullanmak cok hosuma giderdi ancak anne olmayi dusunmeye basladiktan sonra herseyi tekrar gozden gecirmeye basladim ben de. Canimizdan kiymetli bir emanetimiz geliyor diye. Guzel kokulu kremler yaglar losyonlar da aldim Zeynep icin, ama gonul rahatligiyla kullanamadim tabi. Fikir kulagima cok hos gelmese de bu kis zeytinyagi kullanmak istiyorum kuruyan ciltler icin. Son zamanlarda da bebgin altini degistirirken kullandigimiz islak mendiller takiliyor kafama. Ama kolaylik iste.
Mervecim, artık bu tür bizi tedirgin eden tüm konuları burada paylaşalım diyorum. Çünkü özellikle Türk kadınının temizlik konusundaki hassasiyeti aşırı derecede sömürülüyor. Bir uyaran olmadıkça hiç bunları sorgulayan da olmayacak gibi duruyor. Aklımıza geldikçe araştırıp burada paylaşalım. Belki iyi bir başlangıç olur yapacağımız değişiklikler için.
Form tadında, şahane bir blog olmuş. Katkıda bulunanları tebrik ediyorum. Tecrübelerinizi zevkle takip edeceğim.
Ben bebeğimin poposunu her seferinde yıkıyorum. İçim rahat etmiyor silince. Kendimi onun yerine koyunca bi tuhaf oluyorum. Evde olmadığımız zaman da sadece pamuk+su dan oluşan yenidoğan ıslak mendillerini kullanıyorum. Tavsiye ederim.
Hesna
Her zaman bekleriz Hesnacım...
bahsettiğiniz egzama türü ben de de vardı, tıpatıp aynısı, deterjan+kimyalal made içeren ürünler, gıda maddeleri ile temas ve en önemlisi stres faktörü tetikleyici oluyor, detayları ile aynı benim yaşadığım sorunla, sizin hala devam ediyor mu bilmiyorum ama ben çok şükür 1-2 sene öne bu sorunumu yendim. zaten özellikle kendinizi kötü hisettiğiniz zamanlarda elleriniz kaşınıyordur, bu stres hormonlarının salgılanması ile oluyor, kaşınmanın akabinde de kuruma ve çatlaklar başlıyor. en kısa zamanda şifalar diliyorum, yıllarca kat kat eldiven kullanmak gerçekten çok zor bir durum, çocuklarıma portakal soymaik için bile pamuklu kumaş üzerine dr eldiveni takarak, soymak zorunda kalıyordum. sevgiler
Betül Hanım, çok şükür benim rahatsızlığım da sona erdi. Dikkat etmezsem hemen tekrarlamaya çok meyilli. Ama bu hastalıktan o kadar çok şey öğrendim ki... Bir ev hanımı için çok zor bir hastalık olmasına rağmen maddi ve manevi katkıları çok olduğu için bana, gene de şükrediyorum yaşadıklarım için.
Mikropları bağışıklı sistemi halledebilir, kimyasalları değil.
Temizlikte çamaşır deterjanı+yumuşatıcı+kireç sökücü yerine, çok köpürmeyen sabun tozu (hacı şakirin var) + çamaşır sodası. Sabunla yıkanan çamaşırlar sertleşmiyor. Ama her çamaşırda iyi sonuç vermiyor, örnek gömlekler, perdeler.
Kireç sökücü yerine (çaydanlık vs.) sirke, limon tuzu, hatta kabuklu limon kaynatmak.
bulaşık deterjanlarında % 100 bitkisel ürünler var (her doğal şeyde olduğu gibi pahalı), sanırım arap sabunu bazlı. Bu arada hep arap sabununun ucuz olduğunu düşünürdüm ama değilmiş, ben de bebek olduktan sonra anladım. Ama fayansları da sürekli arap sabunuyla silince bir süre sonra yapış yapış oluyor.
limon tozuda kirece birebir çaydanlık kettıl vbb kaynatınca hemen çcülüyor parlıyor bu sularıda soğuk buhar makşnasını temizliyorum tuvaletlere döküyorum kireci hemen çözüyor
blogunuz çok faydalı olmuş
burada bir blogda evyapımı tarifler var
http://bitkicadisi.blogspot.com/
Rumeysa Hanım kullandığımız ve kullanmakta olduğumuz ürünlerin çoğunu hammaddesi Petroldür insana ve doğaya zarar verir ve kanserojendir fakat alternatifi her zaman vardır. ERSAĞ denizlide kurulmuş bir firmadır
ve ürünleri mükemmel mesela elinizdeki ekzamayı el sabunları dahil vücuttaki ekzamaya duş jelleri yani siz Kimyasal ürünlerden uzak durdukça sağlığınızı kazanıyorsunuz. ben ERSAĞ a www.organigiz.com sitesinden ulaştım arayıp mesaj bıraktım bize döndüler çok şükür benim o derdim bitti ben artık kimyasal temizlik ürünleri yerine bitkisel temizlik ürünleri kullanıyorum bilgilerinize
Tamamen Doğal Temizlik Ürünleri ERSAĞ
Yorum Gönder